7 Şubat 2020 Cuma

Buralarda...

Hala merak edenler var, hala yazanlar, soranlar.
Nerelerdesin?
Buralarda mısın?
Hala burada mısın?
Buralardayım.
Anda olmaya çalışarak.
Ama anda kalmaya çok zorlanarak.
Heyecanlarım, endişelerim, mutluluklarım ve korkularımla ana tutunmak için çabalıyorum.
Bu günlerin güzelliklerinin de zorlukların da aklıma kazınmasını istiyorum.
Yine kaçıp gitmeyi istediğimde kitaplara sığınıyorum.
Bazı günler sadece okumak istiyorum.
Bazı günler hiçbir şey okumamak, yazmamak.
İşimin içinde de yazmak olunca kimi zaman harflerle arama kocaman bir mesafe koymak istiyorum.
Çoğu zaman sevdiğim işi yaptığım için üniversitedeki heyecanlı kızın nasıl mutlu olacağını düşünüp sanki yeniden başlamışcasına hevesleniyorum.
Uzaktan bakıyorum kendime, tam da bu ana.
Ellerim klavyenin üzerinde.
Günün büyük bir bölümünde böyle.
Bazen oğlumun bebek saçlarında, yüzünde ya da sevgilimin ellerinde, omuzlarında.
Herkese ve her şeye vakit ayırmak değerli mi yoksa önemsiz mi?
Yoksa boşa mı kürek çekiyoruz?
Değer, değer, değer.
Yaptıklarının değeri ve ederini, kendinin değerini ve ederini düşünüyor musun?
Tam da şu anda hiçbir şeye değer biçilmemesini diliyorum.
Oysa ki imkansız.
Herkes kendini değerli hissetmek istiyor. Değerli şeyler yaptığını kanıtlamak.
Niye?
Bunu kendime de soruyorum.
Niye?
Özümü, hiçbir kötülük hissetmeyen özümü hissedip kendimi inanılmaz özgür hissediyorum.
Sadece bununla yetinebilsek harika olmaz mı?
Tüm bunları binlerce farklı versiyonda eşim ve dostlarımla yaptığım sohbetlere dahil ediyorum.
"Onlar da farkında mı?"
Farkında oldukları ve olamadıkları şeyler eşit değil. Kimsenin ruhu eşit değil ve bu öyle özel ki.
Yine de buraya yazmak istedim. Defalarca birileriyle konuşsam da yazmam gerekti.
Deftere olmaz. Orayı sadece ben görüyorum.
Ama burada belki birkaç kişinin zihninin içerisine girip onları da düşünmeye itebilirim.
Yanlış mı bu ifade: düşünmek.
Bilmiyorum.
Sadece kayıp zamanın izinde bir yolculukta olduğumuza eminim.
Proust'un anda olmakla ilgili yazdıkları aklıma geldi şimdi.
Zamanın izini tutmak.
Kayıp giden zamanların izini tutmak.
Zihnim çok dağınık.
Yazdıklarımdan anlayacaksınız.
Ama bu dağınıklık şu an bana çok iyi geliyor.
Boşluğa bıraktığım düşüncelerle vedalaşıyorum.
Neyin ağır basması gerektiğine hiçbir zaman karar veremeyeceğim.
Belki de dengesizliğin dengesidir bu.
Belki de bu en güzelidir.
Belki de ben bu yüzden mutluyumdur.
Sebebini bilmediğim ve giderek artan anlık huzurların sebebi ne?
İnsan huzurunun nedenini sorgular mı?
Nefes al, nefes ver.
Nefesinle tam bu andasın.
Düşüncelerini uzaklaştır, ana odaklan.
Başaramasan da bu bir hata değil.



14 Nisan 2019 Pazar

Bir Uyumsuzun Notları: Tomris Uyar'dan Kitap Önerileri


Geçtiğimiz günlerde Tomris Uyar'ın beni çok etkileyen, pek çok konu üzerinde düşünmemi sağlayan göndökümlerinin ikinci ve son kitabını bitirdim. Sohbet etmeyi çok sevdiğim, ufkumu açan bir dostumdan ayrılmışım gibi hissediyorum.

Bir Uyumsuzun Notları, diğer adıyla Gündökümleri'nde Tomris Uyar sadece günlük gelişmelerden ve dönemin öne çıkan olaylarından değil okuduğu ya da çevirdiği kitaplardan, beğendiği yazarlardan da bahsediyor. Ben de ilgimi çeken kitap ve yazar isimlerini not edip Goodreads'te okumak istediğim kitaplar arasına ekledim. Bunu yaparken kitapta bahsi geçen kitapların yanında aynı Tomris'in çevirdiği birkaç kitapla bahsettiği yazarların birkaç kitabını da araya sıkıştırıverdim. İşte o kitaplar!

Tomris Uyar'ın Bir Uyumsuzun Notları'nda Geçen Kitaplar ve Yazarlar


  • İçimizdeki Şeytan - Raymond Radiguet
  • Yüzücü -  John Cheever
  • Gene Aşk - Doris Lessing
  • Karanlık Gözükünce - William Styron
  • İyi Geceler Öpücüğü - Nurdan Beşergil
  • Bir Sonraki Dolunay - Nurdan Beşergil
  • Kılavuz - Bilge Karasu
  • Zihin Kuşları - Leyla Erbil
  • Gönül Abla ve Temizinden Bir Milyon - Nathanael West
  • Uşak Ne Gördü? - Joe Orton
  • Merdivenin Dibindeki Gülümseyiş - Henry Miller
  • Doğu Ekspresi - John Dos Passos
  • Perde Arkası - Virginia Woolf
  • Kara Vagon- Bekir Yıldız
  • Türkler Almanya'da - Bekir Yıldız

Kitaplar arasında adını hiç duymadığım yazarların yanında Virginia Woolf, Bile Karasu, Leyla Erbil, Doris Lessing gibi okuyup sevdiğim ama yukarıda adı geçen kitaplarını okumadığım yazarlar da var. 

Her koşulda yeni kitaplar ile tanışmak için bir bahanem daha var! Daha ne olsun?



3 Ocak 2019 Perşembe

Sıradan Bir Gün - Mark Janssen

Küçük bir çocuğun sıradan bir günde neler yapabileceğini hayal ettiniz mi? "Hayal etmeye gerek yok, en fazla ne yapabilir ki?" diye düşünüyorsanız size bıyık altından gülmek durumundayım. 😉

Bir çocuk gün içerisinde parka gidebilir, yüzebilir, hayvanları izleyebilir, elma yiyebilir, yeni giysilerini deneyebilir... Ama bunları yaparken onun içerisinde bulunduğu dünyayı hangi yetişkin tahmin edebilir?

İsmiyle ters köşe yapan Sıradan Bir Gün'de Mark Janssen'in küçüklerin sıradan eylemlerini nasıl geniş bir hayal dünyasında yaşayabildiklerini, yaşayabileceklerini görebilirsiniz. 🎪 

Mark, o an kendi bile farkında olmadan en sıradan şeyi bile güzelleştiren miniklerin sihirli dünyalarını öyle güzel renkler ve çizimler ile betimlemiş ki hayran olmamak mümkün değil. 

Biz Can ile geçtiğimiz günlerde en baştan, çizimlere uzun uzun bakarak bitirdik Sıradan Bir Gün'ü. Önümüzdeki günlerde kim bilir kaç kez, her birinde bambaşka şeyler keşfederek okumaya da devam edeceğiz. 📚



Bunları da Seversin!



Beni aşağıdaki adreslerden de takip edebilirsiniz! 👇

Tumblr 📌

Instagram 📷


Goodreads 📚




27 Kasım 2018 Salı

Yaz, Çiz, Planla: 2019 Ajanda Modelleri

Selam! 👋

Defterleri, kalemleri, yazmayı çok seven biri olarak ajandaların yeri bende çok ayrı. İş ve özel hayatımdaki yapılacaklar listelerimi, toplantı tarihlerimi, çeşit çeşit notlarımı bilgisayarımda ya da hatırlatıcımda tutsam dahi bir deftere yazıyorum. Kağıt ve kalem kullanmak, notlarımı elimin altında tutmak beni motive ediyor. Hal böyle olunca da her yıl çıkan ajandalardan kırtasiyeye ayırdığım bütçeme ve zevkime uygun bir ya da bir - ikisini seçip satın alıyorum.

İşte gözüme kestirdiğim 2019 ajanda modelleri!

1- LeColor Haftalık Ajanda - Tropikal Desenli


Deseni ve iç sayfa tasarımlarıyla "Gel beni al" diyen bu haftalık ajandanın özel durumlar için (okunan kitaplardan izlenen kitaplara kadar) alanlar da yaratılmış. Böyle kullanışlı ajandaları çok seviyorum.


2- Küçük Prens Süresiz Ajanda


Bu aslında benim elimde olan ama pek çok kişinin severek kullanacağını düşündüğüm için listeye eklediğim bir ajanda. İç sayfalarda çok hoş Küçük Prens çizimleri var. Üstelik sayfalar benim sevdiğim gibi çizgisiz. Süresiz ajanda olması yani sayfalarda tarih belirtilmemesi de bir avantaj. Planların, notların olmadığı günlerin sayfaları boşa gitmemiş oluyor.

3- Nemesis Çocuklu Hayat Ajanda



Bu yıl elbette ki çocuklu arkadaşlarımı da düşünecektim! Ben alır mıyım emin değilim ama gerçekten ilgi çekici. Hem çocuğunuz için bir günlük hem de aktivite ve tavsiye defteri diyebilirim. 0-3 yaş çocuğu olanlar bir araştırsın derim. Bu arada ajandayı TRT1'in meşhur dadısı Pedagog Gözde Erdoğan hazırlamış.

4- Sinek Sekiz 2019 Ajandası



Bu ajandayı niyetlenip bir türlü alamıyorum inşallah bu sene benim olur. Sinek Sekiz'in bakış açısına da aşık olduğumu belirtmeden geçemeyeceğim. Sitelerini inceleyip Instagram hesaplarını mutlaka takip edin. 💚

Bonus: Metis Ajanda 2019 - İnsan Nedir ki?


Uzun yıllardır her sene aldığım ajandayı bu sene almayacağım çünkü gerçekten kullanamıyorum. Çok küçük, yazma alanı çok verimsiz maalesef. Sadece içeriğindeki hikayeler, denemeler, özlü sözler için alıyordum açıkçası. Ama bu sene başkalarını mutlu etsin, ben eksik kalayım. 

Bunları da Seversin!



Beni aşağıdaki adreslerden de takip edebilirsiniz! 👇

Tumblr 📌

Instagram 📷


Goodreads 📚


18 Kasım 2018 Pazar

Kütüphaneni Sev, Onu Koru


Selam!👋

Son bir senedir eskisi kadar kitap alışverişi yapmasam da (bir ara neredeyse her hafta bir tane de olsa kitap alıyordum.) kütüphanemde okumadığım kitapların sayısı epey arttı. Ayrıca evlendikten sonra kütüphanemizde sadece benim kitaplarım olmadığı için okunacak kitap sayım ikiye katlandı. 

Okunacak kitapların sayısına yetişemeyecek olduğumun farkına varınca da kendi kendime kitaplı bir "challenge" yapmaya karar verdim. ("Challenge" diyorum çünkü kitap alışverişi yapmamak benim için gerçekten zorlayıcı, mücadele etmem gereken bir durum. 🙈) Bu meydan okumada amacım en az 6 ay boyunca kitap alışverişi yapmamak ve sadece kütüphanemizdeki kitapları okumak.
Bu süre boyunca sıkılmamak adına okuyacağım kitapları farklı şekillerde kategorize etmeye karar verdim. Her 5 kitapta bir okuyacağım kitapları farklı şekilde planlayacağım. Örneğin ilk 5 kitabı seçerken kütüphanemin son bölümüne gidip her 5 rafın ilk sırasındaki okumadığım kitapları topladım. (Buraya kadar deli olduğumu düşünmediyseniz okumaya devam edin.)


İşte o kitaplar!
1- Rastlantısal - Ali Smith
2- Tütüncü Çırağı - Robert Seethaler
3- Salkım Hanım'ın Taneleri - Yılmaz Karakoyunlu
4- Sol Ayağım - Christy Brown
5- Dokuz Buçukta Bilardo - Heinrich Böll 
Ben kitaplarımı yayınevine göre dizdiğimden 5 farklı yayınevinden, 5 farklı yazarın kitabını okumuş olacağım. Sonraki kitapları seçerken 5 kadın yazarın okumadığım kitapları olmalarına dikkat edeceğim.

Eğer becerebilirsem bu serüveni "Kütüphaneni Sev, Onu Koru" içerik serisiyle paylaşmaya çalışacağım. Instagram'da bu hashtag ile paylaşımlar yapabilirim. Hiç belli olmaz. 😬

Sizin de kütüphanenizde okumadığınız kitapların sayısı giderek artıyorsa bana katılabilir, okuduğunuz kitapları benimle paylaşabilirsiniz. 💛

Uzun zamandır sloganımı atıp gitmiyordum, çok canım çekti:



Okuyarak güzelleşelim!


Bunları da Seversin!



Beni aşağıdaki adreslerden de takip edebilirsiniz! 👇

Tumblr 📌

Instagram 📷


Goodreads 📚


15 Kasım 2018 Perşembe

Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim Aylarında Okuduğum Kitaplar - 2018


Selam! 👋

En son haziran ayında okuduğum kitapları paylaşmış olmama inanamıyorum. Normal şartlarda üşenip hiç paylaşmamayı tercih ederdim ama araya giren onca şeye rağmen istikrarla giden tek içerik serim bu olduğundan öyle ya da böyle bu yılı eksiksiz tamamlamak istedim. 

Aldığım mail ve mesajlardan hala beni merak eden, okuduklarımı takip eden kişiler olduğunu bilmenin verdiği bir sorumluluk da var elbette. Bu blog; fikirlerini paylaşmayı seven, tanıdığım ve tanımadığım güzel arkadaşlarım için var. (Yazar burada duygusallığın ucunu azıcık kaçırır.)

Lafı uzatmadan okuduğum kitaplara geçmek en iyisi olacak gibi görünüyor. Aksi halde bu içerik Paltodan Çıkanlar arasına girecek kıvama gelebilir❗

Temmuz Ayında Okuduğum Kitaplar

Buddenbrooklar - Bir Ailenin Çöküşü - Thomas Mann



En son bu kadar sağlam bir kurguya Savaş ve Barış'ta rastlamıştım. Kocaman bir hikaye olmasına rağmen öyle iyi bölümlendirilmiş, öyle güzel anlatılmış ki Buddenbrooklar'ın hayatına hızlıca adapte olabiliyorsunuz. Sonrasında ise gelsin dertler, tasalar... Şaka bir yana bir ailenin yıllara yayılmış öyküsü ancak bu kadar güzel ele alınırdı.

Soğukkanlılıkla - Truman Capote
Katillerin baştan belli olduğu bir cinayetin hikayesi Soğukkanlılıkla. Katile, maktullere, onları yakalayacak polise kadar pek çok farklı karakterin bakış açısına yer verilen bir kurguya sahip. Tiffany'de Kahvaltı'yı yazan bir yazarın bu kadar bambaşka türde bir kitabı yazması beni epey şaşırttı. 😊

Deniz Feneri - Virginia Woolf
Ben Virginia Woolf'u anlamıyorum arkadaşlar. Bu kitabını okuduktan sonra beyaz bayrağımı çıkarıp köşeme çekildim.
 Okuyorum, okuyorum, okuyorum neden bahsettiğini anlamıyorum. Daha doğrusu neden bahsettiğini anlayıp bu olayı nereye bağlayacağını anlamıyorum. Bir bakıyorum zaten bağlanmıyor. "Peki, neden bundan bahsetti?" diyorum. Bir bakıyorum kitap bitmiş. Ne kendimi ne de Virginia'yı suçluyorum. Biz birbirimize göre değiliz demek ki. 

Ağustos Ayında Okuduğum Kitaplar

Notre Dame'ın Kamburu - Victor Hugo



Notre Dame'ın Kamburu benim için dünya güzeli bir çingene kızının kilisenin zangocuna aşık olduğu bir çizgi filmdi. Bir de yine aynı hikayenin olduğu incecik, renkli çizimlerin olduğu bir çocuk kitabı. Ama hikayenin tam halini anlatan bu kocaman kitabı okuyunca yıllardır psikolojimiz bozulmasın diye bir tür önlem aldıklarına kanaat getirdim. Zira öyle iki ayrı hikayelermiş ki ben bir yerde bu iki farklı karakterin buluşmasını beklerken kitap bitiverdi. (Sonucu yazmayayım da sürpriz olsun okumayanlara.)





Cumartesi - Ian McEwan


Modern edebiyatın oldukça popüler yazarlarından Ian McEwan'ın hayata dair çeşitli anekdotları farklı olaylar üzerinden anlattığı Cumartesi, bir cumartesi günü yaşanan sıra dışı olayları alıyor. Ben yazarın bakış açısını ve dilini sevdim. Okumadıysanız "Bir şans verin." derim.







Eylül Ayında Okuduğum Kitaplar

Güzelliğe Dair - Zadie Smith



Zadie Smith'in yazarlığını sevip sevmediğime hala karar vermiş değilim. Güzelliğe Dair de Can ile ilgilenmekten biraz uzun sürdüğü için iyice kafam karışmış durumda.

Ekim ayını elime yapışıp kalan ama bir türlü bitiremediği Ali Smith'in Rastlantısal'ı ile geçirdim. 2 Kasım'da ise nihayet bitiriverdim.

Bir sonraki "okuduğum kitaplar" içeriğinde sadece tek bir ayı anlatabilmek dilediğiyle! 🙈


Bunları da Seversin!



Beni aşağıdaki adreslerden de takip edebilirsiniz! 👇

Tumblr 📌

Instagram 📷


Goodreads 📚

11 Temmuz 2018 Çarşamba

Bazı Animasyonlar Çok Güzel: Köpek Adası (Isle of Dogs) - 2018

Selam! 👋


Aslında niyetim son zamanlarda izlediğim filmleri anlatmaktı ama o kadar çok film birikti ki hepsini anlatacak gücü kendimde bulamadım. Bu durum çok sevdiğim bir filmi sizinle paylaşmama engel olacak değildi tabii. 


Özetle; son zamanlarda izlediğim en iyi animasyonlardan biri ile karşınızdayım: Köpek Adası (Isle of Dogs)


Yönetmenliğini ve senaristliğini benim gibi hayalperestlerin hayran olduğu Wes Anderson'un yaptığı film renkleri, görsel ögeleri, hikayesi ile benim kalbimi fethetti. Özellikle renklerin, çizgilerin güzelliğine ba-yıl-dım!


Köpeklerin bir çöplüğe sürgün edildiği Japonya'da kaybolan köpeğini aramak için yollara düşen ve bu esnada sürgün edilmiş diğer köpeklerden yardım alan bir çocuğun hikayesi Köpek Adası. Mutlu sonla biten hikayeleri seviyor, distopyaları ütopyaya çeviren kahramanların hikayelerine bayılıyor, ince esprilerden hoşlanıyorsanız bu film tam size göre!


Şimdiden iyi seyirler! 📺

Sevgiler!

Beni aşağıdaki adreslerden de takip edebilirsiniz! 👇

Tumblr 📌

Instagram 📷


Goodreads 📚

10 Temmuz 2018 Salı

Haziran Ayında Okuduğum Kitaplar - 2018

Selam! 👋

Harika kitaplar ile tanıştığım, okumaya epey vakit ayırabildiğim, edebiyat ile ilişkimi yeniden güçlendirdiğimi düşündüğüm bir ayı geride bıraktım. Temmuz ayında da bu performansımı devam ettirmeyi umuyorum. 😇

Bu ay yine ölmeden önce okunması gereken 1001 kitap listesine sardım. Bu nedenle elimde olmayan ama okumayı da çok istediğim kitapları da almayı beklemeden e-kitap olarak okuyup bitirdim. (Yani bu ay okuduğum tüm kitaplar 1001 kitap listesinden)Yukarıda da söylediğim gibi gerçekten harika kitaplar ile tanıştığımı düşünüyorum. O yüzden hemen listeye geçelim!

2018 Haziran Ayında Okuduğum Kitaplar

Bahçede Eğlence - Katherine Mansfield

Uzun süredir elimde olan ama okumaya bir türlü fırsat bulamadığım "Bahçede Eğlence", ünlü yazar Katherine Mansfield'in öykülerinden oluşuyor. Kısa, yalın, çok özgün olmasa da keyifle okunan kitap, kategorize etmeyi sevenler için bir yaz kitabı olarak tanımlanabilir. 
Doktor Moreau’nun Adası - H.G Wells

Hayvan deneylerine vurgu yapan "Doktor Moreau’nun Adası", hızlıca ilerleyen bir bilim kurgu romanı. Bir deniz kazası sonucu esrarlı bir adaya düşen ve burada mahsur kalan bir adamın hikayesini konu alan Doktor Moreau’nun Adası'nı kolayca okuyup bitirebileceğiniz, heyecanlı bir kitap olarak özetleyebilirim. 

Ben, Robot - Isaac Asimov

Ayın bir diğer bilim kurgu romanı "Ben, Robot" ile ilk Isaac Asimov kitabı mı da okumuş oldum. Robotlara çok farklı anlamlar yüklenebileceğini, robotların hayatımızda nasıl bir yer alabileceğini, bize nasıl etki edebileceklerini anlatan çok yaratıcı hikayeler okuyacağınızı garanti ediyorum! 🤖

Oblomov - Ivan Gonçarov

Kurgusu, akışı ile okuduğum en iyi kitaplar arasına giren "Oblomov", boşuna klasikler arasına girmemiş. Uyuşuk, yaşama tutunmak isteyen ama bir yandan da harekete geçemeyen, saf bir adamın hikayesinin anlatıldığı roman ile hayatıma "Oblomovluk" diye bir kavram girdi. Bu kavramı kitabı okuduğunuzda çok daha iyi anlayacak, zaman zaman bu adamın bitmeyen rehaveti yüzünden sinirlenip ona acımadan da yapamayacaksınız. Romanın almak isteyene güzel dersler verdiğini eklemeden geçemeyeceğim.


Martin Eden - Jack London

Oblomov'un ardından onun tam zıttı bir karakter ile tanıştım: Martin Eden. Yazmak, yazdıklarıyla para kazanmak uğruna pek çok şeyden vazgeçen, kimi zaman beş parasız kalan ama asla pes etmeyen bir yandan da aşık olduğu kadının peşinde savrulan bu adamın hayata bakışı sizin de bazı fikirlerinize etki edebilir. Kitabın sonunda yaşananlar ise Oblomovluk mu yoksa Martin Edenlik mi daha doğru şeklinde bir kıyaslama yapmanıza neden olabilir. Hoş ikisinin arasında bir yaşamı tercih edenler çoğunlukta olacaktır bence. 


Damızlık Kızın Öyküsü - Margaret Atwood

Son günlerde dizisi nedeniyle epey popüler olan "Damızlık Kızın Öyküsü"nü ben de uzun zamandır okumak istiyordum. Konusunu anlatıp çok fazla tüyo vermek istemiyorum ama Atwood'un değinmek istediği konu çok hassas ve kurduğu distopya gerçekten tüyler ürpertici.

Amok Koşucusu - Stefan Zweig

Kısacık, bir günde okunup biten, sürükleyici bir hikaye "Amok Koşucusu". Bayıldığımı söyleyemem ama Zweig seven okurları da hayal kırıklığına uğratmayacaktır. 

Bunları da Seversin!



Beni aşağıdaki adreslerden de takip edebilirsiniz! 👇

13 Haziran 2018 Çarşamba

Nisan - Mayıs Aylarında Okuduğum Kitaplar - 2018

Selam! 👋

Tıkanma ve Yavaş Adam'ı e-kitap olarak okudum. Bu nedenle görsellerini paylaşamadım. 
Her ne kadar blogu boşlasam da en azından ay ay okuduğum kitapları paylaşmaya, onlar hakkında birkaç cümle yazmaya çalışıyorum. Geçtiğimiz iki ay okuma motivasyonum biraz düşüktü. Mayıs sonu gibi yeniden şevkle okumaya başlasam da bu iki ayda okuduğum kitaplar 2018 Mart ayında okuduğum kitapların sayısını geçemedi. Umuyorum ki bunlar 2018'in en az kitap okuduğum ayları olur. 

2018 Nisan Ayında Okuduğum Kitaplar




Tüm Ders Notları - Ferit Edgü

Hakkari'de Bir Mevsim'i okuduğumdan beri Ferit Edgü'ye karşı bitmeyen bir hayranlığım var. Tüm Ders Notları da yazarın günlük hayatında tuttuğu, deneme tadındaki notlarının yer aldığı bir kitap. 
Hayata, özellikle de yazmaya dair pek çok anekdotun bulunduğu bu eserde altını çizecek, bakış açınızı değiştirecek pek çok bölüm bulabilirsiniz. 





Kibritleri Çok Seven Küçük Kız - Gaetan Soucy

Goodreads'te bu kitap için "Kapağına bakınca sevimli bir kız çocuğuyla ilgili, sıcak bir hikaye okuyacağımı düşünürken hiç aklımın ucundan geçmeyecek, çok etkileyici bir hikayeyle karşılaştım. Etkilenilmemesi mümkün olmayan bir kitap bana göre." yazmışım. Konunun özgünlüğünü, sürprizini bozmamak için detay vermek istemiyorum ancak farklı bir kitap okumak istiyorsanız şiddetle tavsiye ederim. 

Tıkanma - Chuck Palahniuk

En son 2015'in Ekim ayında Palahnuik okumuşum. (Bir Haz Markası) Bu kadar uzun zaman sonra oldukça sert durumların altını çizen bir kitabına kolayca adapte olduğuma göre kendisiyle epey samimi olduğumu düşünüyorum. Bir seks bağımlısının hayatını konu alan kitapta yine yaşamın en dip ve en gerçek noktalarına parmak basmış yazar. Mükemmel değil ama uyandırıcı. 

2018 Mayıs Ayında Okuduğum Kitaplar

Sarı Sıcak - Yaşar Kemal



Sarı Sıcak sayesinde Yaşar Kemal'in Anadolu taşan kaleminden çok güzel öyküler okudum. Romanın nasıl olması gerektiğini öğrendiğim yazarın öyküleri de de romanları kadar başarılıydı. Bakalım bir sonraki Yaşar Kemal kitabım ne olacak? 

Yavaş Adam - J.M Coetzee

Bir kaza sonucu sağ bacağını kaybeden bir adamın yaşadıklarını anlatan romanı severek okudum ancak tam manasıyla etkilenmemi engelleyen bir şeyler vardı. Sanıyorum oldukça gerçekçi olan konunun kimi yerlerde hayali bir hale bürünüp genel anlamıyla romanın gidişatında yarattığı farklılıklar nedeniyle bu hisse kapıldım. Bu durum başka kişilerin hoşuna gitmiş olabilir tabii. Tamamen anlık bir zevk meselesi de olabilir. 

Son iki ayda okuduğum kitaplar bu kadarcıktı. Haziran ayında hem modern hem de dünya klasiklerinden çok başarılı kitaplar paylaşacağım sizinle.

Takipte kalın!

Sevgiler!  

Bunları da Seversin!



Beni aşağıdaki adreslerden de takip edebilirsiniz! 👇

Tumblr 📌

Instagram 📷


Goodreads 📚

8 Haziran 2018 Cuma

Değişimler, Dönüşümler


Sabaha karşı rüyamda Ohrid Gölü'nün kıyısında balayında geçirdiğimiz romantik günleri düşünüp gözyaşı döküyordum. O günlerin geri gelmeyeceğini bilmenin, yepyeni sorumluluklarla kuşatılmış olmanın ağırlığıyla uyandım. 

Hamileliğimin 8. ayındayım. Bu süreç boyunca hem fiziksel hem de ruhsal anlamda çok dinç, çok güçlüydüm. Hatta kimi zaman hamileymişim gibi hissetmedim, yaptığım işlere engel olmak isteyenlere gülüp geçtim. Şanslıyım ki durum hala böyle. Ama ara sıra küçük kaygı krizleri yaşıyorum. Kendime, sevgilime ve aramızdaki o bağa olan inancım o kadar çok ki çok şükür hızlıca geçiyor içimi kaplayan sıkıntı. Sadece şu tuhaf, bilinmezliğin verdiği heyecanı, tuhaf hissi atamıyorum içimden. O duyguyu da bizim küçük beyle göz göze geldiğimde aşacağım herhalde. 

Şimdilik büyük bekleyiş devam ediyor. Bloga yazmıyorum diye sitem mailleri alıyorum. Buraları bırakmaya çok niyetim yok. Yine de düzenli yazma konusunda söz veremiyorum. Doğum iznim başlayalı 2 hafta oldu. Çalıştığım döneme göre elbette çok da fazla boş vaktim var. Doğuma kadar içimden geldikçe bir şeyler paylaşır, doğumdan sonra da Can'ın alışma sürecini atlatıp yine buralara dönerim diye düşünüyorum. Hala blog okuyan, paylaştıklarımı severek takip edenleri de kısaca bilgilendirdiğime, azıcık içimi döktüğüme göre bu yazı amacına ulaştı bence! 

Görüşmek üzere!

Sevgiler!

Beni aşağıdaki adreslerden de takip edebilirsiniz! 👇

Tumblr 📌

Instagram 📷


Goodreads 📚

7 Nisan 2018 Cumartesi

Mart Ayında Okuduğum Kitaplar - 2018

Selam! 👋


Mart ayında okuduğum kitapları şöyle bir baktığımda kendime göre çok güzel bir denge kurduğumu görüyorum. Her ne kadar konuşma dilinde yazılsa da tespitleri, anlattıkları ile epey ağır bir kitap olan "Gecenin Sonuna Yolculuk" gibi bir kitabın ardından "Tarçın Dükkanları"na başladım ama aforizmalarla dolu iki kitabı üst üste okumak iyi gelmeyince aralara çocuk kitapları sıkıştırıverdim. 😍

"Yeni Komşumuz Komo" gibi bir gece, yatmadan önce gülümseyerek okudum. Yine bir akşamüstü Küçüğüm'ün çizimleri, naif cümleleri ile gözlerim doldu. (Ay ne yalan söyleyeceğim ağladım.) Sonra çok geç olsa da Mary Poppins ile tanıştım, sihirli bir dünyaya adım attım. Tüm bu kitapların ardından Tarçın Dükkanları'nı da bitirip Mayo Kitap'ın Türkçe'ye kazandırdığı Savaşın Son Kışı'na başladım aynı gün. Öyle böyle ay bitti, yanıma kar kalan da 6 güzel kitap oldu. 📚


2018 Mart Ayında Okuduğum Kitaplar

Gecenin Sonuna Yolculuk - Louis-Ferdinand Céline

Okumaya başlamadan önce Goodreads'teki yorumları okuyup çok heyecanlandığım Gecenin Sonuna Yolculuk, beni hayal kırıklığına uğratmadı.

Gecenin Sonuna Yolculuk, Fransa'dan başlayarak Afrika'ya ulaşan oradan Amerika'ya sonra yeniden Fransa'ya, Paris'e kadar ilerleyen bir yolculuğu konu alıyor. Savaşın insan psikolojisi ve yaşamı üzerindeki etkilerini çok doğal bir dille ve tüm çıplaklığıyla anlatıyor.


Yeni Komşumuz Komo - Yasemin Özer

Yeni Komşumuz Komo'yu 2018'in ilk kitap alışverişi içerisinde bizim ufaklık için satın aldığımı yazmıştım. İlk okumasını bu ay yapmış oldum. Bakalım ona kaç kez okuyacağız? 👶

Azıcık hüzünlü, çocuklar için biraz fazla gerçekçi bulsam da yine de çok sevimli bir hikaye olduğunu inkar edemeyeceğim. Kendi ağacına çıkan, oradaki yeni komşularıyla birtakım olaylar yaşayan genç koala Komo'nun hikayesini çocukların 3 yaşından itibaren anlayabileceklerini düşünüyorum. Doğruyu - yanlışı göstermek için güzel bir hikaye olabilir.








Küçüğüm - Germano Zullo

Doğrudan Goodreads yorumumu yapıştırıveriyorum: 80 sayfa, 80 cümle, 80 çizimde anne ile bebeğinin yumuşacık, duygu dolu yaşam döngüsü, en gerçekçi ve naif şekilde anlatılmış. 👩‍👦 






Mary Poppins: Gökten İnen Cadı - P.L. Travers

İyi cadıların genellikle sevimli, naif ve hoşgörülü olmasına alışıksanız -ki hepimiz öyleyiz- Mary Poppins ile tanıştığınızda azıcık şaşırabilirsiniz. Tıpkı dadısı olduğu iki küçük çocuk gibi okuyucu da şaşırtan bir karakter Mary Poppins. Diğer kitaplarını okumak için sabırsızlanıyorum. 


Tarçın Dükkanları - Bruno Schulz

Tarçın Dükkanları, belki başka zaman okusam çok daha fazla seveceğim bir kitap olabilirdi. Birbiri ile bağlantılı öykülerden oluşan kitapta yine de altını çizdiğim, etkilendiğim pek çok bölüm oldu.

Savaşın Son Kışı - Jan Terlouw

İkinci Dünya Savaşı'nda Hollanda'da geçen Savaşın Son Kışı, 16 yaşında bir gencin mücadelesini anlatıyor. Hollanda ve Belçika'da çocuk klasiği olarak sayılan bu kitap bana kalırsa her yaştan kişinin okuyup seveceği bir kitap. Heyecanlı, merak uyandırıcı ve duygusal hikayeyi ben çok severek okudum. 

Bunları da Seversin!



Beni aşağıdaki adreslerden de takip edebilirsiniz! 👇

Tumblr 📌

Instagram 📷


Goodreads 📚


8 Mart 2018 Perşembe

8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun mu?

Selam! 👋


Bugün 8 Mart. Etrafta her yerde kadınların ne kadar özel, değerli olduğuna dair pek çok paylaşım dönüp duruyor. En büyük markalardan tutun da ilkokul arkadaşlarımıza kadar her özel günde olduğu gibi sosyal medyada herkes ahkam kesiyor. Bazı reklamlar, paylaşımlar gerçekten çok özel ve güzel. Ama ben ne olursa olsun 8 Mart'ı kutlamanın hiçbir anlamı olmadığını düşünüyorum.

Bu yüzden de Instagram hesabımda şöyle bir paylaşımda bulundum. 

Buradan da sizlerle paylaşmak istedim. 


Naçizane önerilerim olacak. Bence kulak verin. 

8 Mart'ı kutlamayın. Onun yerine: 
- Çalışmaktan, çabalamaktan, tırnaklarınızın kırılmasından korkmayın. 

- Süslü kıyafetleriniz kadar kitapları, bilimi, sanatı, müziği sevin. Zihninizi güçlendirin. Dengeyi kurun. 

- Kadın olmanın, "Kız gibi yapmanın" getirdikleriyle övünün. Çünkü başardıklarımız ve başarabileceklerimizin bir sınırı yok. İyi ki! 💪

- Kısıtlı, eksik, daha az özgür hissetmeyin. Bunu hissetmenize yol açacak densizlere yol verin. 

- Her yaptığınızı destekleyen, gülüp geçmeyen adamları sevin. Erkek ya da kadın olmanın farklarını saymakla bitiremeyen herkesi hayatınızdan çıkarın. Özellikle de erkek gücüne tapan kadınları...

- Çiçek almayı, küçük bir kız çocuğu gibi şımartılmayı da hor görmeyin, sevgilisini mutlu etmek için çabalayan bir kadını da. Mutluluğun, aşkın cinsiyetsiz olduğuna artık inanın. 💛

- Çığlık atmayı, bağırmayı, kahkahalar ile gülmeyi ve envai çeşit bol sesli eylemi dilediğiniz an gerçekleştirin. - Evlatla, eşle, anayla ya da babayla sağlam ilişkiler kurun tabii ama kimse için değil kendiniz için yaşayın.

- Lütfen üretin ve öğretin. Kendinize ve başkalarına kılavuz olun. 👩‍⚕️👩‍🎓👩‍🏫👩‍⚖️👩‍🌾👩‍🍳👩‍🔧👩‍🔬👩‍💼👩‍🏭👩‍💻👩‍🎤👩‍🎨👩‍✈️👩‍🚀👩‍🚒

Tüm bunları bir güne sıkıştırmayın. Kadın olmanın keyfini çıkarın. 💪🤘

Diyeceklerim bu kadar olmasa da bu kadar diyeyim. Kötü ve iğrenç konulara hiç girmeyeyim. Zaten her gün yeterince moralimiz bozuluyor. 😒 

Daha fazla bir şey söylememe gerek yok sanırım...

Sevgiler!

Beni aşağıdaki adreslerden de takip edebilirsiniz! 👇

Tumblr 📌

Instagram 📷


Goodreads 📚

1 Mart 2018 Perşembe

Ocak - Şubat Ayında Okuduğum Kitaplar - 2018

Selam! 🙋


Şubat biterken ocak ayında okuduğum kitapları paylaşarak bu yılın ilk "okuduğum kitaplar" serisini azıcık düzensiz başlatsam da "Hiç yoktan iyidir." diye düşünmekten de kendimi alamıyorum. 🙈

Bakalım 2018'in ilk iki ayında neler okumuşum?

2018 Ocak Ayında Okuduğum Kitaplar

Feniçka - Lou Andreas - Salome

Kitabın yazarı; Nietzsche, Rilke ve Freud'un sevdiği bir kadın olduğundan okuyan herkesi saygılı ve hayranlık uyandıran bir ön yargı sarıyor bir kere. O dönemde dahi kadının toplumdaki yerini ve gücünü kanıtlayabilen bir kişi olması da ayrı bir güzellik. Feniçka'da yazardan izler olduğu da aşikar ama bana daha doyurucu bir kitap olabilirmiş gibi geldi. 

Ayı Paddington - Michael Bond

Ayı Paddington'u animasyon filmiyle tanıyıp aşık olmuştum. Naif, saf ama güçlü karakterlere bayılıyorum. Paddington da bir çocuğun ya da yetişkinin hayatına girebilecek en renkli ve sevimli karakterlerden biri bence. Ortaya çıkış hikayesi de mükemmel. Mutlaka araştırın. 💛

Ölümcül Yumurtalar - Mihail Bulgakov

"Doğanın işleyişine müdahale etmek ne kadar doğru?" , "Bilimsel gelişmeler, yanlış kişiler ve yanlış amaçlarla kullanıldığında ne gibi felaketlere yol açabilir?" , "Devrim niteliğindeki buluşlar, farklı nedenlerden ötürü irili ufaklı felaketlere dönüştüğünde suç, bu devrimi başlatanda mı yoksa farklı yollara sürükleyenlerde midir?" gibi envai çeşit soruyu zihninize yerleştirecek, akıcı, özgün bir kitap.

Homunkulus - Aleksandar Prokopiev

Homunkulus, hepimizin bildiği masallara farklı bir yorum katıyor ve arka planda kalan karakterleri masalların odak noktası haline geliyor. "Yetişkinlere masallar" olarak adlandırılan hikayelerin hepsini çok sevmesem de genel olarak farklı bir kitaptı.

Bir Çöküşün Öyküsü - Stefan Zweig

Goodreads değerlendirmelerini okuduğumda herkesin bayılarak okuduğu bir kitap olduğunu görünce büyük beklentiler içine girdim. Ama nedense ben çok sevemedim...

Genç Bir Doktorun Anıları - Mihail Bulgakov

"Okuduğum süre boyunca genç doktor ile yatıp kalktım." desem yalan olmaz. Her öyküyü severek, merakla, kimi zaman irkilerek okudum. Dönemin Rusyası'nı en güzel şekilde yansıtan, farklı karakterlerin öyküsüyle döneme de ışık tutan harika bir kitap. Herkesin keyifle okuyacağını garanti edebilirim. 

Aşk Hikayesi - Erich Segal

"Aşk, asla üzgün olduğunu söylememektir." Üzerine kitaptan uyarlanmış 70 yapımı Love Story filmini izlersem (ilk izlediğimde kitabı olduğunu bile bilmiyordum) tam olacak.

Kumpanya - Sait Faik Abasıyanık

Sait Faik'in dilini ve tavrını en iyi hissedebileceğiniz kitaplar diye bir liste olsa bu kitap mutlaka o listede olurdu.

Kumpanya'nın içinde üç uzun öykü var. Benim gönlümü kitaba ismini veren Kumpanya öyküsü oldu. Ama hepsi birbiriyle uyumlu, bir günde keyifle okuyup bitereceğiniz üç öykü okumak isterseniz bu kitap yerinde bir seçim olacaktır.
Yılanı Öldürseler - Yaşar Kemal

Yaşar Kemal'e olan hayranlığım İnce Memed ile başladı ve okuduğum diğer kitaplarıyla devam edecek gibi görünüyor. "Namus" davasına elini annesinin kanına bulamak zorunda kalan bir çocuğun hikayesini anlatan kitabı okurken yine kendimi Anadolu'da bir köyde olanları izliyormuş gibi hissettim.

2018 Şubat Ayında Okuduklarım

Ocak ayında nasıl bir kitap kurduysam şubat ayında da bir o kadar tembel tenekeydim. Kitap okumanın dışında başka şeyler de yapmaya üşendim, öylece günleri bitiriverdim. Sonuçta da koca ayda sadece 2 kitap okuyabildim.

Ucuzayiyenler - Thomas Bernhard

Kafa karıştırıcı, oldukça farklı bir anlatıma sahip Ucuzayiyenler, okuduğum ilk Thomas Bernhard kitabı. Tek bir kitapla yazarı tanımak mümkün olmasa da bu kitaptan sonra diğer kitaplarını da merak ettiğimi söyleyebilirim.

Gecenin Sonuna Yolculuk - Louis - Ferdinand Celine

Ve şubat ayının son kitabı. Uzun zamandır içinde bu kadar çok altı çizilecek cümle olan bir kitap okumamıştım. Hayatı ve insanları en gerçek halleriyle gösteren Gecenin Sonuna Yolculuk; savaşı, onun izlerini bir karakterin gözünden anlatıyor.

Bunları da Seversin!



Beni aşağıdaki adreslerden de takip edebilirsiniz! 👇

Tumblr 📌

Instagram 📷


Goodreads 📚