10 Temmuz 2018 Salı

Haziran Ayında Okuduğum Kitaplar - 2018

Selam! 👋

Harika kitaplar ile tanıştığım, okumaya epey vakit ayırabildiğim, edebiyat ile ilişkimi yeniden güçlendirdiğimi düşündüğüm bir ayı geride bıraktım. Temmuz ayında da bu performansımı devam ettirmeyi umuyorum. 😇

Bu ay yine ölmeden önce okunması gereken 1001 kitap listesine sardım. Bu nedenle elimde olmayan ama okumayı da çok istediğim kitapları da almayı beklemeden e-kitap olarak okuyup bitirdim. (Yani bu ay okuduğum tüm kitaplar 1001 kitap listesinden)Yukarıda da söylediğim gibi gerçekten harika kitaplar ile tanıştığımı düşünüyorum. O yüzden hemen listeye geçelim!

2018 Haziran Ayında Okuduğum Kitaplar

Bahçede Eğlence - Katherine Mansfield

Uzun süredir elimde olan ama okumaya bir türlü fırsat bulamadığım "Bahçede Eğlence", ünlü yazar Katherine Mansfield'in öykülerinden oluşuyor. Kısa, yalın, çok özgün olmasa da keyifle okunan kitap, kategorize etmeyi sevenler için bir yaz kitabı olarak tanımlanabilir. 
Doktor Moreau’nun Adası - H.G Wells

Hayvan deneylerine vurgu yapan "Doktor Moreau’nun Adası", hızlıca ilerleyen bir bilim kurgu romanı. Bir deniz kazası sonucu esrarlı bir adaya düşen ve burada mahsur kalan bir adamın hikayesini konu alan Doktor Moreau’nun Adası'nı kolayca okuyup bitirebileceğiniz, heyecanlı bir kitap olarak özetleyebilirim. 

Ben, Robot - Isaac Asimov

Ayın bir diğer bilim kurgu romanı "Ben, Robot" ile ilk Isaac Asimov kitabı mı da okumuş oldum. Robotlara çok farklı anlamlar yüklenebileceğini, robotların hayatımızda nasıl bir yer alabileceğini, bize nasıl etki edebileceklerini anlatan çok yaratıcı hikayeler okuyacağınızı garanti ediyorum! 🤖

Oblomov - Ivan Gonçarov

Kurgusu, akışı ile okuduğum en iyi kitaplar arasına giren "Oblomov", boşuna klasikler arasına girmemiş. Uyuşuk, yaşama tutunmak isteyen ama bir yandan da harekete geçemeyen, saf bir adamın hikayesinin anlatıldığı roman ile hayatıma "Oblomovluk" diye bir kavram girdi. Bu kavramı kitabı okuduğunuzda çok daha iyi anlayacak, zaman zaman bu adamın bitmeyen rehaveti yüzünden sinirlenip ona acımadan da yapamayacaksınız. Romanın almak isteyene güzel dersler verdiğini eklemeden geçemeyeceğim.


Martin Eden - Jack London

Oblomov'un ardından onun tam zıttı bir karakter ile tanıştım: Martin Eden. Yazmak, yazdıklarıyla para kazanmak uğruna pek çok şeyden vazgeçen, kimi zaman beş parasız kalan ama asla pes etmeyen bir yandan da aşık olduğu kadının peşinde savrulan bu adamın hayata bakışı sizin de bazı fikirlerinize etki edebilir. Kitabın sonunda yaşananlar ise Oblomovluk mu yoksa Martin Edenlik mi daha doğru şeklinde bir kıyaslama yapmanıza neden olabilir. Hoş ikisinin arasında bir yaşamı tercih edenler çoğunlukta olacaktır bence. 


Damızlık Kızın Öyküsü - Margaret Atwood

Son günlerde dizisi nedeniyle epey popüler olan "Damızlık Kızın Öyküsü"nü ben de uzun zamandır okumak istiyordum. Konusunu anlatıp çok fazla tüyo vermek istemiyorum ama Atwood'un değinmek istediği konu çok hassas ve kurduğu distopya gerçekten tüyler ürpertici.

Amok Koşucusu - Stefan Zweig

Kısacık, bir günde okunup biten, sürükleyici bir hikaye "Amok Koşucusu". Bayıldığımı söyleyemem ama Zweig seven okurları da hayal kırıklığına uğratmayacaktır. 

Bunları da Seversin!



Beni aşağıdaki adreslerden de takip edebilirsiniz! 👇

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yaza yaza azalmaz ki sendeki özgür ruh!