15 Kasım 2018 Perşembe

Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim Aylarında Okuduğum Kitaplar - 2018


Selam! 👋

En son haziran ayında okuduğum kitapları paylaşmış olmama inanamıyorum. Normal şartlarda üşenip hiç paylaşmamayı tercih ederdim ama araya giren onca şeye rağmen istikrarla giden tek içerik serim bu olduğundan öyle ya da böyle bu yılı eksiksiz tamamlamak istedim. 

Aldığım mail ve mesajlardan hala beni merak eden, okuduklarımı takip eden kişiler olduğunu bilmenin verdiği bir sorumluluk da var elbette. Bu blog; fikirlerini paylaşmayı seven, tanıdığım ve tanımadığım güzel arkadaşlarım için var. (Yazar burada duygusallığın ucunu azıcık kaçırır.)

Lafı uzatmadan okuduğum kitaplara geçmek en iyisi olacak gibi görünüyor. Aksi halde bu içerik Paltodan Çıkanlar arasına girecek kıvama gelebilir❗

Temmuz Ayında Okuduğum Kitaplar

Buddenbrooklar - Bir Ailenin Çöküşü - Thomas Mann



En son bu kadar sağlam bir kurguya Savaş ve Barış'ta rastlamıştım. Kocaman bir hikaye olmasına rağmen öyle iyi bölümlendirilmiş, öyle güzel anlatılmış ki Buddenbrooklar'ın hayatına hızlıca adapte olabiliyorsunuz. Sonrasında ise gelsin dertler, tasalar... Şaka bir yana bir ailenin yıllara yayılmış öyküsü ancak bu kadar güzel ele alınırdı.

Soğukkanlılıkla - Truman Capote
Katillerin baştan belli olduğu bir cinayetin hikayesi Soğukkanlılıkla. Katile, maktullere, onları yakalayacak polise kadar pek çok farklı karakterin bakış açısına yer verilen bir kurguya sahip. Tiffany'de Kahvaltı'yı yazan bir yazarın bu kadar bambaşka türde bir kitabı yazması beni epey şaşırttı. 😊

Deniz Feneri - Virginia Woolf
Ben Virginia Woolf'u anlamıyorum arkadaşlar. Bu kitabını okuduktan sonra beyaz bayrağımı çıkarıp köşeme çekildim.
 Okuyorum, okuyorum, okuyorum neden bahsettiğini anlamıyorum. Daha doğrusu neden bahsettiğini anlayıp bu olayı nereye bağlayacağını anlamıyorum. Bir bakıyorum zaten bağlanmıyor. "Peki, neden bundan bahsetti?" diyorum. Bir bakıyorum kitap bitmiş. Ne kendimi ne de Virginia'yı suçluyorum. Biz birbirimize göre değiliz demek ki. 

Ağustos Ayında Okuduğum Kitaplar

Notre Dame'ın Kamburu - Victor Hugo



Notre Dame'ın Kamburu benim için dünya güzeli bir çingene kızının kilisenin zangocuna aşık olduğu bir çizgi filmdi. Bir de yine aynı hikayenin olduğu incecik, renkli çizimlerin olduğu bir çocuk kitabı. Ama hikayenin tam halini anlatan bu kocaman kitabı okuyunca yıllardır psikolojimiz bozulmasın diye bir tür önlem aldıklarına kanaat getirdim. Zira öyle iki ayrı hikayelermiş ki ben bir yerde bu iki farklı karakterin buluşmasını beklerken kitap bitiverdi. (Sonucu yazmayayım da sürpriz olsun okumayanlara.)





Cumartesi - Ian McEwan


Modern edebiyatın oldukça popüler yazarlarından Ian McEwan'ın hayata dair çeşitli anekdotları farklı olaylar üzerinden anlattığı Cumartesi, bir cumartesi günü yaşanan sıra dışı olayları alıyor. Ben yazarın bakış açısını ve dilini sevdim. Okumadıysanız "Bir şans verin." derim.







Eylül Ayında Okuduğum Kitaplar

Güzelliğe Dair - Zadie Smith



Zadie Smith'in yazarlığını sevip sevmediğime hala karar vermiş değilim. Güzelliğe Dair de Can ile ilgilenmekten biraz uzun sürdüğü için iyice kafam karışmış durumda.

Ekim ayını elime yapışıp kalan ama bir türlü bitiremediği Ali Smith'in Rastlantısal'ı ile geçirdim. 2 Kasım'da ise nihayet bitiriverdim.

Bir sonraki "okuduğum kitaplar" içeriğinde sadece tek bir ayı anlatabilmek dilediğiyle! 🙈


Bunları da Seversin!



Beni aşağıdaki adreslerden de takip edebilirsiniz! 👇

Tumblr 📌

Instagram 📷


Goodreads 📚

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yaza yaza azalmaz ki sendeki özgür ruh!