7 Şubat 2020 Cuma

Buralarda...

Hala merak edenler var, hala yazanlar, soranlar.
Nerelerdesin?
Buralarda mısın?
Hala burada mısın?
Buralardayım.
Anda olmaya çalışarak.
Ama anda kalmaya çok zorlanarak.
Heyecanlarım, endişelerim, mutluluklarım ve korkularımla ana tutunmak için çabalıyorum.
Bu günlerin güzelliklerinin de zorlukların da aklıma kazınmasını istiyorum.
Yine kaçıp gitmeyi istediğimde kitaplara sığınıyorum.
Bazı günler sadece okumak istiyorum.
Bazı günler hiçbir şey okumamak, yazmamak.
İşimin içinde de yazmak olunca kimi zaman harflerle arama kocaman bir mesafe koymak istiyorum.
Çoğu zaman sevdiğim işi yaptığım için üniversitedeki heyecanlı kızın nasıl mutlu olacağını düşünüp sanki yeniden başlamışcasına hevesleniyorum.
Uzaktan bakıyorum kendime, tam da bu ana.
Ellerim klavyenin üzerinde.
Günün büyük bir bölümünde böyle.
Bazen oğlumun bebek saçlarında, yüzünde ya da sevgilimin ellerinde, omuzlarında.
Herkese ve her şeye vakit ayırmak değerli mi yoksa önemsiz mi?
Yoksa boşa mı kürek çekiyoruz?
Değer, değer, değer.
Yaptıklarının değeri ve ederini, kendinin değerini ve ederini düşünüyor musun?
Tam da şu anda hiçbir şeye değer biçilmemesini diliyorum.
Oysa ki imkansız.
Herkes kendini değerli hissetmek istiyor. Değerli şeyler yaptığını kanıtlamak.
Niye?
Bunu kendime de soruyorum.
Niye?
Özümü, hiçbir kötülük hissetmeyen özümü hissedip kendimi inanılmaz özgür hissediyorum.
Sadece bununla yetinebilsek harika olmaz mı?
Tüm bunları binlerce farklı versiyonda eşim ve dostlarımla yaptığım sohbetlere dahil ediyorum.
"Onlar da farkında mı?"
Farkında oldukları ve olamadıkları şeyler eşit değil. Kimsenin ruhu eşit değil ve bu öyle özel ki.
Yine de buraya yazmak istedim. Defalarca birileriyle konuşsam da yazmam gerekti.
Deftere olmaz. Orayı sadece ben görüyorum.
Ama burada belki birkaç kişinin zihninin içerisine girip onları da düşünmeye itebilirim.
Yanlış mı bu ifade: düşünmek.
Bilmiyorum.
Sadece kayıp zamanın izinde bir yolculukta olduğumuza eminim.
Proust'un anda olmakla ilgili yazdıkları aklıma geldi şimdi.
Zamanın izini tutmak.
Kayıp giden zamanların izini tutmak.
Zihnim çok dağınık.
Yazdıklarımdan anlayacaksınız.
Ama bu dağınıklık şu an bana çok iyi geliyor.
Boşluğa bıraktığım düşüncelerle vedalaşıyorum.
Neyin ağır basması gerektiğine hiçbir zaman karar veremeyeceğim.
Belki de dengesizliğin dengesidir bu.
Belki de bu en güzelidir.
Belki de ben bu yüzden mutluyumdur.
Sebebini bilmediğim ve giderek artan anlık huzurların sebebi ne?
İnsan huzurunun nedenini sorgular mı?
Nefes al, nefes ver.
Nefesinle tam bu andasın.
Düşüncelerini uzaklaştır, ana odaklan.
Başaramasan da bu bir hata değil.