Selam!
Tüyap Kitap Fuarı'ndan aldığımız kitapları okumaya başladım ve ilk sırayı sahafta görüp beni çok heyecanlandıran Carson McCullers kitabına verdim. 🙈
Küskün Kahvenin Türküsü ve Yalnız Bir Avcıdır Yürek (Kitaplar çok iyi de isimleri neden bestseller gibi Carsoncum?😶) ile kalbimi fetheden, çok genç yaşta vefat ettiği için geriye bir avuç kitap bırakabilen McCulers benim favori yazarlarım arasında. Daha önce neler yazmış diye epey araştırsam da bu kitabına hiç rastlamamıştım. Şu an baskısı olmayan, adını duymadığım bu kitabı görünce ne kadar sevindiğimi sanırım tahmin edebiliyorsunuz. 😊
Yelkovansız Saat onun son romanı. Kitapta ana tema ölüm. Roman; kanser olduğunu öğrenen ve ölümü bekleyen bir eczacı; yetim kalmış ve toplumda kendine bir yer edinmeye çalışan, ırkı yüzünden bir şekilde ölüm hep ensesinde olan bir siyahi; cinsel isteklerini, kendini ve hayattaki yerini, intihar etmiş babasının geçmişinde bulmaya çalışan genç bir erkek ve geçmişi geri getirmeye çalışan, ölen oğlu ve karısının hayalinden kopamayan bir yargıcı aynı mahallede, aynı evlerde bir araya getiriyor. Korkularını, kızgınlıklarını ve düşüncelerini çarpıştıran karakterler, birlikte ölümü, ölümün geride bıraktıklarını anlamaya çalışıyorlar.
Her bir karakterin ruhunun içine girip belki de bir ortak nokta bulma amacıyla bizlere iyi kurgulanmış bir hikaye sunan McCullers son kitabıyla bana kalırsa bir ustalık eseri yaratmış.
Akılda kalan, sorgulatan, ölümü hatırlatan bir kitap olmuş Yelkovansız Saat.
Siz bu yazıyı okurken ben başka bir kitapta kaybolmuş olacağım. 🙈 📚
Sevgiler! 💙
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yaza yaza azalmaz ki sendeki özgür ruh!