Yabancı yazarların kitaplarını satın alırken -özellikle de klasikleri- en çok dikkat ettiğim şeylerden biri de çevirmeni ve yayınevidir. İyi yayınevi ve çeviri çoğunlukla kendini fiyatından ele verse de kimi zaman durum çok farklı olabilir. Bu nedenle yayınevinin yanı sıra çevirmeni de iyice araştırmak gerekir. Eğer böyle yapmazsanız aşağıdaki trajikomik olaylarla karşılaşabilirsiniz. Benden söylemesi.
Hangi kitaptı hatırlamıyorum ama bir sahafın tavsiyesiyle, pek de içime sinmeyerek aldığım bir yayınevinin çevirdiği romanda İngiliz köylüsünün şivesi ayrılsın diye bariz bir Laz şivesiyle konuşuyordu. "Adam nasıl çevirsin o şiveyi, aksanı?" demeyin. Sevin Okyay bu işi pek güzel kotarır mesela.
Kötü çeviri kitaplarda dikkat çeken bariz aksaklıklardan birisi de dağınık ve karmaşık akıştır. Cümleler art arda geldiğinde bir olayı meydana getirir ama o olayın etkisi yoktur sanki, yavandır.
3- İlerlemeyen, gitmeyen, bitmeyen sayfalar.
Tolstoy için dahi "O adamın kitapları çok sıkıcı." diyen ve ağızlarına terlikle vurmak istediğim kişilerin hepsi kötü çeviri okuyup böyle ahkam kesiyor. Kötü çevrilen kitap yazarın maharetini gösteremediği için tabii ki sıkıcı ve kötü oluyor.
4- Dünyaca ünlü yazarları nasıl bilirsiniz?
Ünlü yazarların dilini ve tarzını en iyi şekilde anlamak için en doğru yol onu kendi dilinde okumaktır elbette. Böyle bir şansı olmayan biz zavallılar içinse en iyi yol kendimizi güvenilir bir çevirmenin kollarına bırakmaktır. O, kitabı öyle iyi çevirir ki biz sanki kendi dilinden okuyormuşcasına yazarı benimser, bir başka kitabında onun izlerini ve tavrını hemen tanıyacak hale geliriz.
5- Zamanın kıymetini bil.
Her şey bir yana kötü çeviri, okurun boşa kürek çekmesidir. Bir tat almaz, doğru bilgiye ve tada ulaşamaz. Hatta sonra aynı kitabı daha iyi anlamak ve görmek için iyi bir çeviriden yeniden okumak zorunda kalır.
Ünlü yazarların dilini ve tarzını en iyi şekilde anlamak için en doğru yol onu kendi dilinde okumaktır elbette. Böyle bir şansı olmayan biz zavallılar içinse en iyi yol kendimizi güvenilir bir çevirmenin kollarına bırakmaktır. O, kitabı öyle iyi çevirir ki biz sanki kendi dilinden okuyormuşcasına yazarı benimser, bir başka kitabında onun izlerini ve tavrını hemen tanıyacak hale geliriz.
5- Zamanın kıymetini bil.
Her şey bir yana kötü çeviri, okurun boşa kürek çekmesidir. Bir tat almaz, doğru bilgiye ve tada ulaşamaz. Hatta sonra aynı kitabı daha iyi anlamak ve görmek için iyi bir çeviriden yeniden okumak zorunda kalır.
Belki ilgini çeker:
Çok haklısınız, yazdıklarınızın hepsine katılıyorum. İyi çevrilmiş bir kitapta çevirmenin emeğini küçük görmemek gerekir. Özellikle edebiyat çevirisinde, çevirmen işini iyi biliyorsa yapıtı adeta yeniden yaratır. Kötü çeviri de ise tam tersine, hem okuyucuya hem de eserin yazarına büyük bir saygısızlık edilmiş oluyor bence. Genç bir çevirmen adayı olarak en büyük amacım ,mesleğe atıldığımda tüm bunları göz önünde bulundurmak ve okuyucuların beğenisini kazanmak tabii. :') Son olarak blogunuzu çok beğendiğimi söylemek istiyorum, kaleminize sağlık. :')
YanıtlaSilÇok sevindim aynı fikirde olmamıza. Çevirdiğiniz kitapları okuma şansı buluruz bir gün inşallah. :)Teşekkürler, güzel düşünceleriniz için. Sevgiler! :)
Sil