Alberto Manguel'in Gezgin, Kule ve Kitapkurdu kitabında okur, farklı metaforlar üzerinden anlatılır. Benimse okura en çok yakıştırdığım metafor, gezgindir. Zira pek çok kitap; bir dünya, bir derya, bir ülke kadar hareketli ve dolu doludur. Her kitap ise bilinen ya da bilinmeyen bir yere, kimi zaman hoş kimi zaman ise can sıkıcı bir yolculuğa çıkarır okuyucuyu.
Öyküler ve romanlar iki ayrı tür olsa da, uzunlukları, detayları bambaşka tutulsa da aynı yoğunlukta bir yolculuğa çıkmanızı sağlayabilir. Çok uzun öykü ve romanların tek farkı, yolcuğun süresidir. Bu süre uzadığında gezgin okur, kimi zaman tatlı bir yorgunluğa kapılır, dönüşü hüzünle bekler. Kimi zamansa eve dönme isteği daha ağır basar. Gördüğü yerler, tanıdığı insanlar ona yetmiştir.
Dostoyevski ile Rusya'ya Yolculuk
Dostoyevski'nin birbirinden çok farklı üç kardeşin hayatlarını, pek çok karakter ve olay ile birlikte ele aldığı Karamazov Kardeşler, gezgin okur için uzun, meşakkatli, yer yer oldukça heyecanlı, yer yer de oldukça düşündürücü, sakin bir yolculuk imkanı sunuyor.

Yolculuğun sonuna doğru ise bir sonraki yolculuğa nasıl adapte olacağını düşünüyorsun kara kara.
Ben henüz Karamazov Kardeşler'i bitiremedim ama bugün, yarın vedalaşıyor olacağım Dostoyevski ile. Bir metafor olarak gezgin, doğrudan baktığında bir okur olarak bu uzun yolculuğu çok sevdim. Kitaptaki uzun anlatımlar yer yer beni yorsa da kötü bir veda yaşamayacağımı biliyorum onunla.
Öyleyse Karamazov Kardeşler'de olduğu gibi çok şey öğrenip çok şey hissettiğim nice yolculuklara!
.....................................................
Beni aşağıdaki adreslerden de takip edebilirsiniz! 👇
Tumblr 📌
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yaza yaza azalmaz ki sendeki özgür ruh!